SON YILLARIN YÜKSELEN DEĞERİ: HALI YIKAMA SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ
Türkiyede halı yıkama sektörünün bilinen geçmişi 1960lı yıllara kadar uzanmaktadır. İlk yıllarında halı çiftliklerinde dokunan el dokuma halıların yıkanması ile başlayan halı yıkama İstanbul, İzmir, Ankara başta olmak üzere apartmanlı yaşamla birlikte gelişip büyüyerek bugünlere gelmiştir.
Son 10 yılda halı yıkama İstanbul, Ankara, İzmir ve diğer büyük şehirlerdeki sınırlarını aşıp Anadolu’ya yayılmaya başlamıştır. Son 10 yıla kadar düzenli ve dengeli büyüyerek bu günlere gelen halı yıkama işi, kendi yetişmiş iş gücünü oluşturarak bu evreyi tamamlamıştır. Fakat son 10 yılda hızlı ve hacimsiz büyüyen halı temizleme sektörü bazı sorunları da beraberinde getirmiştir.
Halı yıkama konusunda yetişmiş işini iyi bilen halı yıkama ustaları sayıca az olduğundan artan talep karşısında yeni kurulan ve ehil olmayan halı yıkama fabrikaları Türk hanımlarının sıfır hataya dayalı üstün temizlik beklentilerini karşılayamadığı için başarısız olmuş, geçici de olsa bayanları “evde kendi yıkadığımız halılar daha temiz oluyor” anlayışına itmiştir. Oysa sulu sistem halı yıkama dünyadaki en verimli sistemdir.
İşini iyi bilen ve yapan firmalar gelişip olgunlaştıkça ya da bu alışkanlığa yeni başlayan hanımlara tecrübelerini anlatıp halı yıkama sektöründe kalıcı olmanın, müşteri beklentilerini maksimum oranda karşılamaktan geçtiğini hissettirdikçe sulu sistemi kullanan halı yıkama firmalarına karşı bütün düşünceler pozitif yönde olacaktır.
Son yıllarda sayıları hızla çoğalan, hatta ve hatta oto yıkama yerlerinin bile halı yıkama işine girmeleri nedeniyle profesyonel anlamda halı yıkama yapan güzide kuruluşlar ile merdiven altı yerler karıştırılır hale gelmiştir. Bu sağlıksız gelişme, fiyatların genel düzeyinde de etkili olmuş; bu işe yatırım yapan, emek ve zamanını veren halı yıkama şirketleri bir darboğazla karşılaşıp geri gelen fiyat mekanizmasının mağduru olmuşlardır. İnancımız şudur ki; bu darboğazdan markalaşma yoluyla en iyi halı şampuanı ve en iyi girdiler kullanılarak çıkılacaktır.
Halı Yıkama Sektörünün Büyüklüğü
Sektörün büyüklüğü için İstanbul örnek verilecek olursa rakamsal tahminler şu şekildedir: Yaklaşık 4 milyon hanenin bulunduğu İstanbul’da en düşük rakamlar baz alınarak her evde minimum 15 metrekare halı bulunduğu varsayımıyla 60 milyon metrekare halı mevcuttur. 60 milyon metrekare halının her yıl sadece yarısının yıkatıldığı ya da yıkatılacağı varsayıldığında ortalama 5 TL olan metrekare birim fiyatıyla 60 milyon metrekare halı çarpıldığında 300 milyon TL ciroya sahip dev bir sektör olduğu görülecektir.
İstanbul, Türkiye’nin %20’si sayıldığında doğru orantı ile hesaplanırsa Türkiye geneli halı yıkama sektörünün tahmini cirosu yıllık 1500 milyon TL civarındadır. (Tüm Türkiye’nin yarısının hizmet aldığı varsayılmıştır)
Son yıllarda ahşap zemin malzemelerinin kullanımının yaygınlaşmaya başlaması nedeniyle bir evde kullanılan ortalama halı metrajı düşse bile yıllara sari ortalama metraja önümüzdeki 7–8 yıl boyunca hissedilebilir etkisinin olmayacağı tahmin edilmektedir.
Ahşap zemin malzemeleri nedeniyle halı metrajının düşüşü halı yıkama sektörünü ciro anlamında etkilemeyecektir. Şöyle ki bu tip ev dekorasyonu tercihlerinde ahşap zemin üzerine serilen halıların kalitesi yükselmekte iken özelliği de farklılaşmaktadır. Bu durum da profesyonel halı yıkama firmasına olan talebi arttırarak halı cinsine göre fiyatlandırmanın yaygınlaşması gibi bir avantaj doğurmaktadır.
Halı yıkama firmaları; küresel ısınma nedeniyle azalan su kaynakları ve su tasarrufu açısından irdelendiğinde endüstriyel yıkama olması nedeniyle bir evde yıkanacak halının sadece 1/10’u kadar su kullanmakta olduklarından, su kaynaklarının etkin kullanımında önemli rol oynayabilirler. Ülkemizde kadın çalışma oranının yükselmesi, sağlığa verilen önemin artması profesyonel halı yıkama hizmetine verilen önemi de arttırmaktadır. Sonuç olarak bir halı yıkama işletmesi gözüyle dış çevre ve piyasa analizi yaptığımızda olumlu göstergeler ile karşılaşmaktayız.
Her bir işletme için farklı olan mikro dış çevre (müşteri ilişkileri yönetimi, tedarikçi ilişkileri vb.) ve iç çevre (işletmenin misyonu, vizyonu, stratejik planlaması, personeli vb.) analizleriniz ve durumunuz, işletmenizin geleceğini belirleyecek faktörlerdir.